Türkün Tarihi, bilinen tarihten bu zamanı kaplar. Türklerin ortaya çıkışları, ittifakları, savaşları, yayılmaları, beylikleri, devletleri, imparatorlukları, yeni bilgiler ışığında derli toplu olarak Türkün Tarihinde yer almaktadır. Türkler kadar çok geniş bir alanı vatan edinmiş bir başka millet yoktur. Doğudan batıya, Mançuryadan Adriyatike; kuzeyden güneye, sıcak denizlerden soğuk denizlere; Afrikanın derinliklerinden Sibiryanın buzullarına kadar üç kıtanın toprakları Türklerin hayat bulduğu ve hayat ver

Dünya tarihinin bir dönemi Emir Timur'la anılır. Orta Asya'nın bozkırlarından Ege Denizi'nin kıyılarına, Deşt-i Kıpçak'tan (Bugünkü Ukrayna) Mısır'a kadar uzanan alanlar Emir Timur'dan sorulmuştur. O, Dünya, iki hükümdarın sahip olacağı kadar değerli ve büyük değildir. Tanrı nasıl bir ise, Sul- tan da bir tane olmalıdır. demiş ve kendisi gibi bir Türk hükümdarını, Yıldırım Bayezid'i yen- miş, Osmanlı tahtını sarsmıştır. Cengiz Han'a vâris olmuş, hem Cengiz'in yasalarını, hem kendisinin tüzüklerini, hem İsl

Elinizdeki Selçuklu Tarihi, aynı zamanda Türkün Türkle mücadelesi tarihidir. Türkün birbiriyle mücadelesi Türk insanını çok kırmış ama çok da bilemiştir. Fetihlerin ve göçlerin asıl sebebini bu iç mücadelede aramak gerekmektedir. Bir hükümdar güç toplamak ve kendisini kabul ettirmek için iradesini ortaya koymalıdır. Fethettiği alan, çevresine topladığı insan iradesinin tezahürüdür. Selçuklu tarihi gerek yayıldığı geniş sahası ve gerek vasal (bağlı) devletleri itibarıyla dünyada bir örneği yok diyebiliriz. S

Stanley Lane-Poole, 1888 yılında tamamladığı Osmanlı tarihinde, Osmanlı'nın Ertuğrul Gazi'den II. Abdülhamid'in ilk günlerine kadar uzanan dönemindeki hikâyesini bütünüyle ele almıştır. Bu kitapta, Osmanlı toprakları üzerinde yaşanan İngiliz-Rus mücadelesinin sıcak atmosferini bulacaksınız. Ülkesi İngiltere lehine görüşler belirten yazarın Osmanlı Devleti'nde görevli İngiliz yanlısı kişileri öne çıkarışını okuyacak, Osmanlı'nın menfaatlerini bunlara dayanarak nasıl değerlendirdiğini göreceksiniz. Stanley

Konstantiniyye; İncelikler kraliçesi medeni dünyanın payitahtı idi. Sinesinde sayısız güzellikler saklayan, Doğu ve Batı milletlerinin hayranlığını çeken, zenginliği ve zerafetiyle adeta yabancıları büyüleyen bu muhteşem şehire Şehirlerin Kraliçesi unvanı takılmıştı. * 1453 Mayıs Ayında Türk fethiyle Osmanlı İmparatorluğunun payitahtı olan Konstantiniyye, 1123 yıl önce yine bir Mayıs günü Roma İmparatorluğunun yeni başkenti ilan edilmişti.. * Fatih; Konstantiniyyenin fethine karşı çıkan Baş Veziri Çandarlı

Bir zamanlar İngiltere İmparatorluğunun Başbakanı Türk düşmanı Lloyd Georgenın 1922 yılında Mustafa Kemal Atatürk için söylediği ünlü bir söz vardı; Yüzyıllar nadir olarak dahi yetiştirir. Şu talihsizliğe bakın ki, o büyük dahi çağımızda Türk Milletine nasip oldu. Lloyd Georgenın kemikleri sızlayacak. Şu an bulunduğumuz yüzyılda dünya bir dahi daha yetiştirdi. Ve o dahi de Türk Milletine nasip oldu. Mustafa Kemalin doğumundan yüzyıl sonra Türk Milleti gerçek bir lidere daha kavuştu. O lider Türk Milletinin

Türk tarihinin önemli safhaları vardır. Mete Hanın kurduğu Büyük Hun Devleti bu merhalenin birinci ve en önemli safhalarındandır. Mete Hanı ve muazzam teşkilâtını bildiğimizde Türk tarihinin seyrini çok daha kolay kavrarız. Türk tarihi çok geniş bir alan Türk tarihi demek, bir bakıma yayıldığı alan ve kurduğu ilişkiler itibarıyla dünya tarihi demektir. Fütûhat sadece savaş mıdır? Metenin kurduğu imparatorluk ve komşu ilişkilerine baktığımızda, bu imparatorluğun sadece savaşla ayakta kalamayacağını görüyorsu

20 yaşında Osmanlı padişahı olan Sultan İkinci Mehmed, bundan bir sene sonra 21 yaşında, İstanbulu fethedip 1100 yıllık Doğu Roma İmparatorluğunu ortadan kaldırarak Fatih unvanını aldı. Sultan Mehmed, yüksek yeteneği ve dehasıyla dost ve düşmanlarına gücünü kabul ettirmiş bir Türk hükümdarıydı. Orta Çağı kapatıp Yeniçağı açan Cihan İmparatoru Fatih Sultan Mehmed, Fetihten sonra da sürdürmüş olduğu seferlerle İmparatorluğun sınırlarını genişletti ve Türk hakimiyetini dünyanın dört bir tarafına yaydı. Fatih,

Celâlzâde Mustafa Bey, Kanunî Süleymanın sarayında uzun müddet nişancılık görevinde bulunmuş, onun ve vezirlerinin çıktıkları seferlerin hepsine katılmış, gördüklerini ve yaşadıklarını da hazırladığımız bu eserinde kaleme almıştır. Yazar, dönemin devlet teşkilatından, idare ve imar faaliyetlerinden çok detaylı bir şekilde bahsetmektedir. Kanunî zamanında ve kısmen de bu zamanın bazı hâdiseleri ile münasebeti olan Yavuz devrinde, ele geçirilen ülke ve şehirlere; ayrıca Sultan Süleymanın meydana getirdiği şah

Çocuk Mustafa, asker Mustafa, insan Mustafa ve nihayet Türkiye Cumhuriyeti nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk. Hakkında çok şey yazıldı, çizildi. Kimi göklere çıkardı ilah yaptı, kimi günahı var dedi yerden yere vurdu. Birçok belge saklandı, birçok yalan anlatıldı. Sonunda yalanla gerçek birbirine karıştı. Bir devri kapatıp yeni bir devir açan bir insanın hayatının bu kadar gizemli olması da ayrı bir muamma. 2000li yılların rahat, baskısız, endişesiz, işgalsiz ve düşmansız ortamı içinde Atatürkü tanımak ve

Bugün, Anadolu topraklarında tespit edilen, Ermeniler tarafından katledilen Türklere ait 200e yakın toplu mezar, 1915teki tehcir kararına nasıl gelindiğini en iyi şekilde açıklıyor. Bu toplu mezarlardan sekizinde yapılan kazılarda ortaya çıkarılan Kuran-ı Kerim parçaları ve diğer eşyalar ise katliamların Ermeni çetelerince Türklere karşı yapıldığının en büyük kanıtı. Ermenilerin kadın, çocuk, yaşlı, genç demeden yaptıkları mezalimi okurken,yaşadığınız dünyada böyle şeylerin olabileceğine inanamayacaksınız.